Friday, December 02, 2011

Klimt ve Mucha

Klimt ve Mucha hayranlığım ne zaman başladı bilemiyorum. Ancak özellikle desenleri çok hoşuma gidiyor.

Bu nedenle odamı dekore etmek istediğimde ilk olarak aklıma bir Klimt tablosunun posterini almak geldi. Uzun süre aradım durdum çünkü yeterince kaliteli bir baskı bulmak mümkün olmuyordu. Sonunda güzel bir poster buldum ve astım. Aslında çerçeveletmeyi istiyorum çünkü böyle asmak hem şık değil hem de işlevsel değil. Gecenin bir vakti yere düşüverip ödümü patlatabiliyor.

Bu arada Buffy The Vampire Slayer’ın bir bölümünde, (Buffy’nin üniversiteye gittiği sezonda) bir vampir yurt odalarının çoğunda Klimt- The Kiss tablosu olmasından yakınıyordu, dalga geçiyordu bu entelektüel hevesle. Gerçekten çok güzel bir tespit. Ancak sanatla biraz ilgilenen, görsellikte kalite arayan bir insanın ilk olarak Klimt’e uğraması da çok normal. Bu heveslerin en yoğun olduğu dönem de üniversitenin ilk yılları. Ben üniversite 1. ve 2. sınıftayken neredeyse müzelerde yatıyordum, wallpaperlar en büyük dostum, google images en sevdiğim arkadaşımdı.

Mucha’ya gelince... Mucha’nın posterlerini bulmak biraz daha zor. Ancak puzzle’ları her yerde. En çok istediğim şey “Mevsimler”in şöyle 2000 parçalık olan puzzle’ını yapıp asmak.

Şimdilik bunu yapamadım ancak geçen sene Prag’a gitme şansım oldu ve Mucha Müzesi’nin hediyelik eşya bölümünden kartpostallarını aldım. Sonra gelip Ikea’dan boyasız çerçevelerden aldım ve çerçeveleri tahta boyasıyla kafama göre boyayıp, kartları içine yerleştirdim. Şimdi de duvarımdalar. Böyle anlatınca gerçekten süper bir “craft” projesi gibi duruyor ama ben ne yazık ki pek başarılı olamadım. Boyamalarım baya acemice oldu. Yine de kartpostallarımı asabilmenin haklı gururunu yaşıyorum.

Klimt ve Mucha’nın eserlerinden esinlenerek takılar tasarlayan bir marka var: Frey Wille. (Sloganları Pure Art, daha ne olsun!) Bağdat Caddesi’ne ne zaman gitsem, vitrinlerine yapışıyorum. Hatta bazen Google’dan fotoğraflarına da baktığımı itiraf etmeliyim. Ne yazık ki oldukça pahalı şeyler satıyorlar. Aslında bu göreceli bir kavram, belki bu kadar kendime eziyet etmek yerine ufak, gücümün yettiği bir objeyi alıp kendime hediye etmeliyim. Ancak o güzel desenlerin görünebilmesi için en azından bir saat ve kalınca bir bileziğini almalıyım gibi geliyor bu nedenle bir türlü dükkandan içeri giremiyorum. Gücümün yeteceği obje beni tatmin etmeyebilir.

Aşağıda benim kartpostallardan birini görebilirsiniz, örnek olarak koydum. Aslında 3 taneler...

Bu yazı için Frey Wille'in sitesine bir kez daha baktım ki aslında Monet Koleksiyonları da varmış. Aşağıya bir fotoğrafını koyuyorum, bence çok çok zarif.

Ben bu sanatçılardan bir parçaya sahip olmayı mı istiyorum yoksa bu takıları mı seviyorum emin değilim aslında...

No comments:

Post a Comment