Filmin posteri (Hiç beğenmedim) |
Bu aralar Soğukkanlılıkla kitabının etkisiyle kendimi kaptırdığım Capote fırtınasına, Infamous filmiyle devam ediyorum.
Infamous, Capote'den 1 yıl sonra gösterime girmiş, şanssızlık burada... Toby Jones, Capote rolünde, Sandra Bullock ise Harper Lee. Bu iki filmi harmanlasalar ortaya mükemmel film çıkarmış sanki...
Capote filmi Soğukkanlılıkla'nın yazılış sürecine odaklanıyor ve Capote'yi daha sevimli gösteriyor. Kitabı yazarken yaşadığı çelişkilere değiniliyor, Harper Lee daha geri planda. Catherine Keener beğendiğim bir oyuncu ve Harper Lee rolüyle Oscar'a aday olmuştu ancak Infamous'u izledikten sonra Sandra Bullock'a haksızlık edildiğini düşündüm (Neyse ki o da bir Oscar aldı başka bir filmle, rahat ol Sandra seni de unutmadılar) Infamous'da Harper Lee daha ön planda ve "rol kesmeye" daha fazla ihtiyaç duyulmuş. Sandra'yı da hiç adam yerine koymazdım ama gayet iyi!
Sandra Bullock ve Toby Jones |
Infamous, Capote'den daha renkli fakat biraz daha sert. Truman Capote'yi sevimsiz göstermekten çekinmemiş, katil Perry Smith ile arasındaki homoseksüel yakınlaşma dedikodusuna çok daha fazla değinmiş. Burada Perry Smith'i oynayan oyuncu konusuna da değinmek lazım. Capote filminde Perry Smith, görüntü olarak kitaptaki ve fotoğraflardaki halini anımsatıyor, oyuncu ona gerçekten benziyor. Ancak katil gibi değil, insan bir cinayet işlemesini anlamlı bulmuyor. Truman ile olan ilişkisi ise biraz havada kalıyor, fazlasıyla platonik.
Infamous filminde ise Perry Smith rolünde Daniel Craig var. Saçını boyayıp, aksak yürüyünce "Kızılderili melezi bir katil" olurum diye düşünmüş herhalde. Çok daha sert, çok daha "katil", çok daha "aşık". Bu noktada oyuncu iyi olduğu zaman fiziksel benzerlik çok da önemli değil diye düşünüyor insan. Çünkü daha inandırıcı bir katil ve daha inandırıcı bir "Smith/Capote ilişkisi" var. (Daniel Craig de amma yamuk suratlı bir adam yahu)
Infamous filmi sayesinde Capote'nin etrafında nasıl hem sevilen hem nefret edilen bir insan olduğunu biraz daha iyi anlıyoruz, Kansas'daki bölümlerde "tuhaflığı ve gay oluşu"nun insanlar üzerindeki etkisini daha iyi anlıyoruz. Ayrıca filmde de bahsedilen sosyetik kadın arkadaşları ile ilgili tüm kirli çamaşırları ortaya döktüğü kitabı "Kabul Edilmiş Dualar" kitabının başlangıcına da göndermeler buluyoruz.
Sonuçta Capote film olarak güzel, Philip Seymour Hoffman sayesinde bu kadar yukarı çıkabilmiş. Ancak Infamous, Truman'ı tanıma adına daha iyi ve gerçekçi bir film. Sevimsizlikleri de ortaya koymaktan çekinmediği için de daha cesur.
Filmin başlangıcında, genel ruhu yansıtan bir bölüm var, aşağıda videosunu paylaştım. Burada Gwyneth Paltrow "What is this thing called love" isimli şarkıyı söylüyor. Dönemin ünlü şarkıcısı Peggy Lee 'yi canlandırıyor. (İsmini Kitty Dean yapmışlar ama olsun) Filmdeki şarkıcının duraksama anı da gerçekte başka bir ünlü şarkıcının başına gelmiş.
No comments:
Post a Comment