Underworld Posteri |
Underworld, 2003’te başlamış bir seri. İsmi “Triloji” olsun diye 3 film çekmişlerdi sanırım, ancak yükselen vampir dalgasına kapılıp bu yıl dördüncüyü de gösterime sokuverdiler. Hem de 3 boyutlu olarak. Son film Underworld: Awakening geçen haftaya kadar gösterimdeydi ancak şu an kaçmış durumda.
Vampir merakım kitaplardan gelir. Önce Küçük Vampir Serisi sayesinde mizahi yönü tanıdım. Sonra Anne Rice kitaplarındaki romantik ve bilinçli karakterle karşılaştım. Ancak 2000’lere geldiğimizde, Alacakaranlık (Twilight) furyası başladı, vampirler daha çocuksu ve hisli hale büründüler. Vampir Günlükleri, True Blood derken iş çığrından çıktı. Bu nedenle Underworld serisini sevip sevmemeniz vampirlerden ne anladığınıza bağlı: Vampirleri seviyorsanız ve kafanızda örneğin Anne Rice’ın Lestat’ı gibi bir karakter varsa, bu film size göre değil. Ancak vampirlerin “edebiyatına, felsefesine” karışmayıp Resident Evil tarzı aksiyon – dövüş hallerini seviyorsanız size uygun.
Selene (Kate) ve Michael (Scott Speedman) her an herkese ateş açabilir |
Serinin ilk filmi, Kate Beckinsale’in romantik hanım hallerinden uzaklaşıp aksiyon filminin kadın kahramanı olmasını sağlamış. (Kate’i ünlü eden film Pearl Harbor) Underworld filmdeki düşmanı Michael Sheen ise o dönemki sevgilisi, aynı zamanda çocuğunun babası. Fakat film çekilirken yönetmenle birlikte olmuş, Michael'i bırakmış. Aslında düşününce bu film Kate’in hayatının en önemli filmi yahu macera içinde macera?! Filmin çekimi sırasında yaşananlar filmden daha ilginç.
Dedikoduyu bırakıp filme dönersek:
Underworld, Vampir Selene’in kurtadam Lycan’larla olan macerasını içeriyor. Kurtadamlarla vampirler yıllardır savaşmaktadır, Selene ise kendisine söyleneni yapmak yerine biraz araştırır ve içerdeki düşmanları keşfeder. Bu arada ortaya çıkan bir hibrid arkadaşla arasında bir çekim de vardır. (Hibrid Michael)
İkinci filmde Selene düşmanları temizlemiştir ancak ortaya çıkan yeni hibridler ve tam kapanmamış davalar nedeniyle halen dövüşmesi gerekmektedir. Bu arada ilk filmdeki Hibrid Michael’a sığınır. Gerçekten etkisiz bir arkadaş aslında. Arada dövüşüyor falan tabii, filmin kas unsuru.
Yarı kurt adam - yarı vampir - vücut geliştirme ustası - pratisyen hekim - neredeyse fotomodel Hibrid Michael |
Üçüncü filmde artık Kate Abla mı sıkılmış da "ben oynamam" demiş, yoksa ilk iki filmde tam açıklayamadıkları tarihi gerçekleri mi anlatmak istemişler bilemiyorum: Geriye dönüyoruz; Kurtadam-Vampir savaşı neden ve nasıl başladı? (Tabii ki aşk iktidar hırsı gibi basit nedenlerle... Neden bizi yoruyorsunuz ki?) Bu filmde Kate yok. Oldukça komik bir sevişme sahnesi var bence izlemeye değer. Aslında -bana göre- konu ve ortam itibariyle en ilginç film, ortaçağ'da geçiyor vs. Fakat en zayıf halka. Özel efektler "ben buradayım" diye bağırıyor, Michael Sheen'in kafasında peruk var. Kopyala-yapıştır yapılmış bir Spartacus, özgürlük, kölelik karşıtlığı var...
Dördüncü filmde ise Kate nam-ı diğer Selene, aksiyona maceraya doyarken işin içine duygusal anlar da giriyor; Selene artık bir annedir... Ve insanlığa karşı savaşmaya başlamıştır.
Filmdeki yaratıklar her zaman tam olarak “kurtadam” veya “vampir” olmuyor, bazı değişimlerden geçen, hibrid olanlar veya zombisel olanlar mevcut. Ayrıca teknolojiye ayak uydurulmuş olarak, vampirler artık tahta kazıkla değil, makineli tüfeklerle öldürülüyor, sadece kurşunlar özel.
Vampir filminden çok basit zombi aksiyonları anımsatıyor, ancak kafa boşaltmak için uygun filmler. Kalitesiz olduklarını söyleyemem, fazla anlamsız veya boş durumlar yok, en azından anladığım kadarıyla Kate'i içeren filmlere biraz daha özenmişler. :-))
Underworld (2003) Benden 5 üzerinden 4 alıyor.
Underworld Evolution (2006) 3 alıyor.
Underworld Rise Of The Lycans (2009) 2 alabiliyor...
Son filmi ne yazık ki izleyemedim.
Son olarak Selene'i vampir yapan yaşlı kan emici rolündeki Bill Nighy'ye dikkati çekmek istiyorum: Sanırım kendisi zaten vampir olduğu için bu rolü kapmış.
Korkunç Amca Bill Nighy |
No comments:
Post a Comment