Monday, August 13, 2012

Kitap: Philippa Gregory - Mahkum Prenses

İngilizce'de Guilty Pleasure dedikleri bir durum var: Bir şey güzel değil, "iyi" değil, ama yine de o şeyi yapmaktan kendini alıkoyamıyorsun. Bazıları için ucuz aşk romanları okumak olur bu, bazıları içinse çikolatalı dondurma veya GDO'lu besinleri yemek... Benim için Amerikan dizileri izlemek ve pembe dizi kıvamındaki romanları okumak bu kategoriye giriyor.

Philippa Gregory 'nin adını ilk olarak Boleyn Kızı ile duydum. Boleyn Kızı çok satan bir kitap oldu, Philippa Teyze aldı yürüdü, romanın bir de Hollywood yıldızlarıyla dolu bir filmi çekildi. Anlamsız bir filmdi, anlamsız bir kitap olacağından da emindim. Yine de içimdeki dürtüye engel olamadım. Baktım bir de okuoku.com tüm kitapları birden indirimli satıyor, aldım gitti... Kitapları benden önce ailedeki diğer kadınlar okudu. Ben fırsat bulup ancak başlayabildim.

Öncelikle şunu söylemeliyim ki bu tür kitapların bulunduğu kütüphanelere bile burun kıvırırım, ukalayımdır. Fakat alıp kendi kütüphaneme koyuyorum bunları... Sonra elden çıkarmaya çalışıyorum, arka raflara atıyorum, "ne kadar kalınlar, koyacak yer bulamıyorum kütüphanede yer kalmadı" diye söyleniyorum. İkiyüzlülük değildir de nedir? İşte guilty pleasure mevzusunun gizemli dünyası... Sağolsun Philippa Teyzemiz 6 karılı Henry ve entrika sevdalısı Tudor Hanedanı üzerine 500'er sayfadan yaklaşık 8 kitap yazmış... (Sekiz?!) Semtimizde bir kütüphane olsa veya bu tür şeyler okuyan biri, ödünç alabilsem çok memnun olacağım.

İlk kitap Mahkum Prenses. Neye göre ilk kitap derseniz, olayların tarih sırasına göre ilk kitap...

Edebi olarak hiçbir anlamı olmayan bu kitapta Aragon'lu Katherine isimli, 1485-1536 yıllarında yaşayan İngiliz Kraliçesi anlatılıyor. 500 küsur sayfayı, "acaba ne olacak?" diyerek okuyoruz. Yer yer entrika, aşk, cinsellik gibi bizi sonraki sayfalara taşıyan meraklandırıcılar var. 

Bakmayın aşağılayıp durduğuma, tarihi kurgu çok severim. Bu tip romanlar da dönemin yaşayışını tanımamızı, tarih kitaplarındaki olayları daha net hayal etmemizi sağlayan türdeler. Yazarın tarih alanında uzman olması da bariz hatalar yapmasını veya saçmalamasını engelliyor. Artık işlene işlene suyu çıkarılan Tudor Hanedanı ve VIII. Henry'nin altı karısı The Tudors isimli dizide ve sayısız romanda zaten hayat bulmuştu. 

Meşhur İspanyol kraliçe Isabella ve Kral Ferdinand'ın kızı olan Katherine, İspanya'da doğuyor. O dönem Endülüs Krallığı İspanyolları sinir etmekte, Müslüman etkisi İber Yarımadası'nı sallamaktadır. Ferdinand ve Isebella ise Endülüs'ü işgal edip Müslümanları dağıtmışlar... (Gırnata Emirliği'ni sona erdirmişler, saraylara el koyup hamamlarda takılmaya başlamışlar)

Katherine bu savaş ve mücadele ortamında doğuyor, İngiliz kralının oğlu ile nişanlı ve tamamen İngiliz Kraliçesi olmak üzere yetiştiriliyor.  Arkasından onbeş yaşında İngiltere'ye gelip Prensle evleniyor. Bir bakıyor ki burada ne Müslüman astronomlar, doktorlar var, ne hamamlar var, ne salata var ne sebze var... Neyse biraz alışıp hemen entrika yapayım, hırs yapayım da İngiltere Kraliçesi olayım diye uğraşmaya başlıyor. 

Sadece bu kitap için değil, tüm tarih için düşündüğümde, bu hırsı anlayamıyorum. Nasıl inandırmışlarsa kendilerini "Tanrı beni İngiltere Kraliçesi yaptı" diye... O inançla her şeyi ve herkesi yıkmaya hazırlar. Dönemin şartlarındaki kadınlara üçüncü sınıf muamele, kraliçe bile olsa mevcut. Belki de bu nedenle bu kadar büyük hırsla bir şeyler elde etmeye çalışıyorlar, bilemiyorum.

Kitapta hoşuma gitmeyen şey, aynı bölüm içinde bir Katherine'in iç sesinin, bir dışarıdan üçüncü kişinin anlatımının kullanılması oldu. Katherine olduğunu anlamamız için italik yazılmış. (Hiç sevmem italik) Kralın Boleyn ile olan ilişkisi -diğer kitapları da okumamız için- hızlı geçilmiş. Adeta ne olduğunu anlamıyoruz, başlarda ortalarda normal gidişindeyken, sonunda bir anda toplanıyor kitap. Katherine'e ne olduğu belirsiz. Gidip Google'dan bakmak gerekiyor :-)) Bir de başlarda Katherine'e sempati duydum, fakat sonraları nedensizce "Beni kimse tahtımdan edemez beni buraya Tanrı koydu" diyip durmasının temelini bulamadığım için  karakterin ve hatta tüm kraliyet mensuplarının gerizekalı olduklarını düşünmeye başladım.

Sonuç: Yine de seriye devam edip tüm kitapları okuyacağımı itiraf ediyorum :-(  Bekle beni Boleyn Kızı.

Kitap gülle gibi?!

No comments:

Post a Comment