Thursday, October 24, 2013

Kitap: Emma Donoghue - Oda (Room)

Uzun zamandır yazamıyorum zaten uzun zamandır her şey çok karışık geliyor. Hayat çok hızlı akıyor gerçekten. 

Bu da benim Nook ve kitabın kopyası. Türkçe kitabın kapağı çok daha güzel olmuş...
Bayram tatilinde bavulda kitapların yer kaplamaması için yanıma Nook'u aldım. Böylece e-kitap okuma şansım oldu. İngilizce okumam gerekti, e-kitap okuyucumdaki kitapların çoğu İngilizce. Ben de yollarda kafamı yormayacak ve dili beni zorlamayacak kitapları seçtim. Bunların ilki Emma Donoghue - Oda'ydı. Oda Doğan Kitap tarafından basılmıştı ve geçen yıl (2012) pek çok blogta hakkındaki yorumları okumuştuk. Aslında kitap 2010-2011 yıllarında baya popüler olmuş, New York Times bestseller, Man Booker Ödülü adayıymış biz de -neredeyse- tüm dünyayla birlikte okuyabilmişiz. 

Emma Donoghue bu kitabı yazarken Fritzl Olayı'ndan etkilenmiş. Hatırlar mısınız bilmem, 2008'de Avusturya'ya Josef Fritzl isimli kişinin öz kızını yıllarca hapsettiği, kızın doğurduğu çocuklarla birlikte durmadan tecavüz ve şiddete maruz kalarak hücrede uzun yıllar geçirdiği ortaya çıkmıştı. Kitapta da benzeri bir hikaye var, yalnız burada ensest söz konusu değil. Bu da kitabın çok da "kalp parçalamadan" okunabilmesini sağlıyor. 

İlk bölümlerde 5 yaşındaki Jack ve annesini izliyoruz, olayların hepsi Jack'in gözünden anlatılıyor. Bu nedenle aslında kan dondurabilecek detaylar, Jack'in "olayları tam anlayamayışı" ve saflığı sayesinde kolayca okunuyor. İlerleyen bölümlerde Jack ve annesinin tam olarak nasıl bir süreç yaşadıklarını anlamaya başlıyoruz. 

Merakla okuduğum bir kitap oldu. Bir çocuk gözünden anlatıldığından, İngilizcesi de beni zorlamadı. Başlarda "Hep böyle acıklı ve tek mekanda geçen bir öykü mü okuyacağım?" diye düşünürken, ortalarda "Daha ne olabilir, nasıl sonlanacak?" diye sordum kendime.  

Kitabı okuduktan sonra wikipedia'da bu tip olaylara baktım. Bakmaz olaydım, görmez olaydım. Zaten duyuyoruz, okuyoruz ancak böyle olayların çokça yaşanmış olması gerçekten insanı yaralıyor. Kendi çocuklarını hapsedenler olduğu gibi, kaçırdığı kadınları/kız çocuklarını hapseden adamlar da var. Çoğunlukla Avrupa ve ABD'deki olayları yazmışlar, ancak bizim ülkemizde de benzeri 3. sayfa haberlerine aşinayız. Bizdekiler genelde "zeka geriliği olan kızı bodruma zincirleme" şeklinde gerçekleşiyor, gelişmiş ülkelerdeki sapıklar ise fikri geliştirip oldukça teknolojik çözümlerle kaçırdıkları kişileri yıllarca etraftan saklamayı başarmışlar(!) 

Sevimsiz konu, ortalama üzeri bir okuma deneyimi.  

No comments:

Post a Comment