Monday, April 22, 2013

Kitap: Sabahattin Ali - İçimizdeki Şeytan ve Bu aralarki Kitap Durumlarım...

Blog'a okuduğum yazdığım izlediğim şeyleri koymak güzel de, bazen bu bana öyle boş görünüyor ki... Kendimi çok arada kalmış hissediyorum. Ne tamamen cahilim, ne de düşünsel olarak bir yerlere varabilmişim. Etrafımdaki beni kendilerinden daha "kültürlü" veya "bilgili" gören arkadaşlarımla tek farkım, benim o bilgileri ortaokulda lisede edinmiş olmam, onlarınsa üniversite ve sonrasında öğrenmiş olmaları... "Sindirim" ne kadar fark yaratır ki? Ben küçülmeye çalıştıkça ve öğrenme hırsımı yoketmeye çalıştıkça daha mutlu olacağım sandım. Oysa arada kalmışlığım arttı...

En son Sabahattin Ali - İçimizdeki Şeytan romanını okudum, Notos Dergisi'nin son sayısında Sabahattin Ali dosyası var, arada dergideki yazıları okuyorum, henüz bitiremedim. Romanı öyle büyük bir mutlulukla okudum ki.... (Daha önce Kürk Mantolu Madonna ve Kuyucaklı Yusuf'u okumuştum) Okurken eski Türkçe kelimelerde ne kadar zayıf olduğumu bir kez daha farkettim. Kelimelerin anlamlarını dipnotlarla vermişlerdi, ben ne yazık ki çok azını dipnota bakmadan biliyordum. Yine bir kısmını da doğru tahmin edebildim sadece... Hatta kendi kendime yeni kelimeler not alayım, öğreneyim dedim. Bir de şunu farkettim; güncel kitaplardansa 1920-1960 arasında geçenler daha çok ilgimi çekiyor. Veya zamansız olmaları lazım, örneğin çok detaylı olmayan, daha çok duygulara ve düşüncelere yoğunlaşan öyküler... Karakterlerin durmadan cep telefonuna cevap verdiği, bilgisayara baktığı macera dolu romanlar çoğunlukla zaman kaybı oluyor. Daha az konuşup daha çok şey anlatabilirler diye düşünüyorum. Vakit geçirmek için, eğlenmek için okumak bana artık yeterli gelmiyor anlayacağınız.

Chuck Palahniuk'un Kurgudan da Garip romanı başucumda sürünmeye devam ediyor. Aynı isimde bir de film vardı, çok güzel filmdi. Bu kalıbı bir deyim gibi kullanıyorlar mı İngilizce'de? (Stranger Than Fiction lafını yani)

Kitapta çoğu insana tuhaf gelebilecek fakat gerçek olan şeyler anlatılıyor. Mesela traktör, vinç gibi aletlerin birbirlerini ezdiği yarışmalar... House MD dizisinde Dr. House bu tür yarışlara meraklıydı, iki bölümde bir "monster truck biletim var" diye çıkardı ortaya. Amerika'da yaygın olan birçok şey zaten bizler için tuhaf, bunları anlatan yazılar bir dergide ilginç olabilirdi ancak elime alıp roman gibi uzun uzun okuyamıyorum. Anlatımda da beni cezbedecek ilginç bir durum yok.

Buradan varmak istediğim de şu yeni nokta: Bir süre güncel romanlar okumayı bırakmaya karar verdim. Okumadığım "klasik" kategorisinde birçok yazar ve kitap var zaten. Üstelik tad da alamıyorum güncel romanların çoğundan. Alınacaklar listem gün geçtikçe kabarıyor ve tamamen meraktan, popüler olanları kaçırmak istemediğimden, kütüphaneyi bir sürü çöple dolduruyorum. Bu hırs nedendir yani değil mi? Bir süre kütüphanedekilere ekleme yapmayacağım. Elimde okunmayı bekleyen en az 5 yeni kitap var, bir de daha önce babamdan aldığım eski tarihli kitaplar var. Cumhuriyet sonrası Türk edebiyatı'na doğru bir yolculuk planlıyorum kısacası.



No comments:

Post a Comment