Wednesday, June 05, 2013

Direniş Mevzusu

Arkadaşlar son günlerde olan olaylar malumunuz. Twitter'da sürekli güncellemelerimiz, bilgi akışımız sürüyor. Ne yazık ki halen Gezi Parkı Direnişi tatlıya bağlanmıyor. Her yerden ölen, yaralanan insanların, gençlerin haberleri gelirken şu öfkemizin dinmesi de mümkün değil zaten.

Bol bol fotoğraf var, güzelce durumu anlatan yazı var. Görürsünüz, okursunuz, zaten artık sinirden ve üzüntüden yazacak konuşacak halimiz kalmadı. Haftasonunu çoğumuz uykusuz geçirdik.

31 Mayıs Cuma akşamından beri sokaklardayım, yapabildiğimi yapıyorum. Yapabileceklerimiz neler?

Medyaya inanmayın! Günlerdir TV'de doğru düzgün haber alamadık. Daha önce de pek çok kez sınıfta kalan medya olaylar yatışır diye bekledi. İnsanların sesini duyurmadı, gaz bombalarını görmezden geldi. Bu büyük halk hareketini yok saydı. Şimdi nasılsa, sonunda haber yapmaya karar verdiler. Onda da "Burada gösterici taş attı, şurada provakasyon oldu" gibi asılsız şeyler söylüyorlar. İtibar etmeyin. Sokağa çıksanız zaten durumu görürsünüz. Son 1 haftada sokakta olup da dönüp TV'nin yalanlarına kanacak kimse yok zaten.

"Şu bizden değil, bunlar varsa ben yokum" gibi ayrımcı tutuma girmeyin. Başından beri herkes omuz omuza. Özellikle çevremdeki temiz ofis insanları için söylüyorum bunu... Yıllarca meydanlarda polisle çatışanların neden bu duruma düştüklerini biraz olsun anladılar son 1 haftada. İnsan istemese de kendini bir anda barikat arkasında gaz'dan kaçarken veya gaz bombasını polise geri fırlatırken bulabiliyor. Bunun için "ayrımcı" bir gruba mensup olmak gerekmiyormuş, değil mi?

"Tamam artık, Park kazanıldı, devam etmeleri anlamsız" demeyin! Daha kazanım falan yok?! Daha dün gece Antakya'da ölen oldu. Daha dün başbakanımız "Ben mesaj falan almadım" dedi. Ne mesajımızı aldılar, ne isteklerimizi yerine getirdiler...

İnsanlar acı çekerken onlara yardım etmeye çalışan avukatlara, esnafa, şirketlere destek olun. Daha önce Emek protestosundaki tavrıyla da sinirlerimizi bozan Mado'ya gitmeyin. İlk gün kepenklerini kapatıp, ikinci gün korkudan bedava kahve dağıtan ve bugün insanlara özür e-postaları atan Starbucks'a gitmeyin. Eşinizin dostunuzun "Bize yardım etmedi" dediği dükkanlara gitmeyin. Habercilikten haberi olmayan Habertürk, NTV gibi kanalları izlemeyin. Gazetelerini almayın. Hatta siz de Twitter'daki kampanyaya katılın: Tüm Doğuş Grubunu protesto edin, Garanti'den paranızı çekin, Vogue dergisi almayın vs.

Bir şekilde mücadele eden herkese saygı duyun. Küçümsemeyin.

Daha uzun uzun yazılır/çizilir zaten, görüşmek üzere. Direnişteyim, döneceğim.



2 comments:

  1. İnanın direnişi yürekten destekliyorum grup ve ideoloji ayrımı yapmadan.. Ve tek temennim olayların tümünün demokratik bir çerçevede olumlu sonuca bağlanması..:))
    Mado ya asla gitmem. Garantiden Allahtan emekli maaşlarımızı almıyoruz.. Starbucks hiç hoşlandığım bir yer değildir..:))
    Çok çok selam ve sevgilerimle..:))

    ReplyDelete
  2. Mado'ya arkadaşlarla sıkça giderdik. Bir daha gitmeyi düşünmüyorum.

    ReplyDelete